KADER
1
biz burada yıldızlar gibiyiz
uzak göklerdeyiz hepimiz
yabancıyız
ayrılıyoruz gondollarla her gece
kurşuna dizilmek için
sabahları güneşlerimizle birlikte.
2
nehirler boyu yalnızlık
hiçbir yere gitmiyor otoyollar
tıklık tıklım otobüsler
sadece yalnızlığı kalabalıkla sınıyorlar.
3
gözyaşına eğilmiş söğütler, göğün
adımlarımı içiyor mesafeler
yorgunluğum sizden değil.
XAVIER
Ao mesmo tempo, simultaneously: fraxilidade líquida e fluídos viscosos,
partículas coloidais oscilando infinitamente, difundindo ao azar
nun río de enerxía elástica, colidindo incesantemente.
Da transición vítrea de materia en suspensión facéndose dura.
Subliñando movementos que perforan os pregues da pel.
KADER
4
eski bir tanıdık yokluyor
bir bir yeryüzündeki bütün kapıları,
gelincik yüzlü çocuklar
bürüyecek dünyayı...
5
uykularımızda bakışları çatlamış bir at
alıp düşlerimizi de yanına geçecek
koşusunda sevişen kelebeklerle.
6
anlaşılmayacak
daha kaç sabah kaç gece.
yalnız yanık bir karanfil kokusu sinecek
geçtiği yerlere.
7
şu tanıdık sarmaşığı okşadık okşayalı
yüzümüzün mevsimleri
sanki hiçliğe koşan bir deli
XAVIER
Ao mesmo tempo, simultaneously, anécdotas, memorias e contos de fadas,
persoas lendo historias ou inventándoas a calor da lareira ancestral.
Fantasía en crecemento, cun mando de verbas antigas.
Recriando os tempos en heroicas experiencias de ficción.
Espremendo a imaxinación coma se fose un limón brillante
KADER
8
uyarak tanrıların lanetine
biz de yerle bir ediyoruz
rüzgarın taşıdığı çağları bize
gün eskiyor işte
9
kelebekler ey eş arayan
beyaz kelebekler
uykularımızın umarsız tanrıları,
yorgunluğum sizdendir.
10
patikada yol alırken
düşler kuşatıyor toprağı
güneşin sustuğu yerde ,
gölge oyunları fular gibi
esen yelinde ömrümüzün.
XAVIER
Ao mesmo tempo, simultaneously, as verbas sagradas do bruxo Daiak
recitando versos confusos nun lugar escuro,
rogando aos espíritos logo de fumar dun tubo longo,
sentindo o sangue subir cara a fronte e as tatuaxes.
Imaxes perturbadoras, como o rañar das patas dun tigre.
KADER
11
sirenleri anladığın gün
söylediğin gün şarkılarını
sesin bulacak yerini
varmak için;
şarap dolu bahçeye
çoğaltıyorum içimdeki ıssızlığı.
zeytin dallarının gölgesiyle doluyor benliğim
anlamaya çalışma.
uzakları düşünme.
12
konuşunca aynalar, solar bütün sözcükler.
dalıp giden gözlerin anlamı
duvarda rüzgâr ve yağmur yangını.
13
rüzgar ve ayışığı
zamanı yutuyor çiçekler
dilimde aldanmanın kurak tadı.
kendi yatağında büyüyor ırmak
olmayan dillerde görüyor düşlerini.
XAVIER
Ao mesmo tempo, simultaneously, reflectindo en silencio,
abrindo o casulo da súa imaxe en imago,
un home olla cara á outro home, con tenrura adolescente, soñando en treboadas de bicos e abrazos imposíbeis,
sufrindo a agresión na beleza de outros.
KADER
14
balıkları hatırlıyoruz
suyun simyasını taşıyan
düşlerden geçerken
yaralarını sürüyorlar yaralarımıza
-soğuk, ergin yaralarımıza-
15
yabancıyız hepimiz
cebimizde verecek bir tek kelime yok başka birine
yoksuluz her zaman düşlerimizle
soluğumuz yanan fesleğen renginde
soğuk gecede.
16
sesimizin gölgesi
tenimizin aynası
17
sular kesti parmaklarımızı
yalnızlığın ensesinde güneşler ışıdı
evlerimiz kıraçlaştı biz umuda demlendik
rüyaları sürükledik baharın müziğine
XAVIER
Ao mesmo tempo, simultaneously,
KADER
18
kuğular bile siliniyor yarınlar göçüyor
gövdem uzaklığa teşne
partal çağ
kurgunun zembereği boşalıyor
çana asıldıkça zangoç
19
soru: dışarı çıksam
görür müyüm bir eğreltiotu
nicedir tanıştığım?
yüzüm çocukluğun yaşlı coğrafyası.
20
zaman yok, kumlar azaldı
yapraklanıyor yüzüm,
dilsiz ve sağır bir yol geçiyor
asmalar üzgün bugün.
|